29 Mart 2015 Pazar

Birtakım İnsanlar - Sait Faik (Medarı Maişet Motoru)


Tam olarak roman diye adlandırmak zor. Olaylar birbiriyle çok uzaklardan bağlanmış gibidir. İçinden ayrı ayrı öyküler Sait Faik öyküleri çıkabilir. Masalsı bir anlatımı, Sait Faik anlatımı var desek yeridir.

Medarı Maişet Motoru olarak adlandırlan kitap sonradan yasaklı kitaplar listesine girince içinden birkaç kısım çıkarılıp, Medarı Maişet olan motorun adı da Ceylanı Bahri olarak değiştirirlip yayınlanmıştır. Burada geçen medarı maişet geçim sağlamak olarak çevirilebilir.

Yazar, 1948'de romanla ilgili Akşam Gazetesi'ne yaptığı bir açıklama: "Medarı Maişet isimli bir hikâye kitabı çıkarmıştım. Hayatı toz pembe görmüyorum diye mahkeme masrafı ödedim. Üzüntüsü de caba. Kahramanlarım rahat etmek için hapse giriyor. Bütün sebep bu!" Wiki

Okuduktan sonra böyle bir kitabın yasaklanmış olması şaşırttı açıkçası ki içinde herhangi bir politik söylem göremedim.

Bazı güzel betimlemeler:

... çocukluğunun boş, sessiz, kimsesiz zamanlarında insanın içini yalar gibi olan, babasının av köpeğini görür gibi olur.

Bu iki insan yüzünün genişlediği, gözlerinin içine atılmış bir kaşık sevinç şekerinin eridiği görüldü.


Kitaptan bazı bölümler:


Ulan! der, senden şüpheliyim. Yoksa geceleri fazla rüya mı görüyorsun?

Gözlerinin altının mor olmasını; çocuğun çok çalışmasına rağmen, ruhunun hareketsiz oluşuna vermelidir.

Yalnız anamızın babamızın, sevgilimizin, arkadaşımızın zincirlerine bağlıyız da, ondan bir türlü, karışık hislerden kurtulamıyor, bir türlü, rahat edemiyoruz. Bu zincirleri kırmalıyız. Doğduğumuz yerden beş kilometre, beş bin kilometre uzak da bir olmalıdır.

Bir dost bulsam, onunla düşündüklerimi münakaşa edebilsem ne güzel olurdu! Yalanı, gerçeği, iyiliği, fenalığı... Mevzu dolu kardeşilk!

O zaman ekmek, domates, tuzun bahtiyarlığı değil, iyi, sağlam, doğru düşünen insan bahtiyarlığını kavrarız.

Fakat ondan ayrılır ayrılmaz yine bu kendisini çok dinleme illetine yakalanıyordu.

Motorun sahibi sarhoş herifin biridir. İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz, o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkumuz, mecburuz.

Böyle olacağı belli idi, dedi kendi kendine, insan denilen mahluk yalnız edemez. Yalnız kalırsa ya aklına delilik, ya da fenalık gelir. Bu işte çocukların kabahati yok; kabahatin büyüğü bende... İnsan etrafındaki ne olursa olsun, ne cife olursa olsun, insanlardan kaçmalı...  sözünden anladığım kadarıyla insanların kötülüğünü görüp; kaçmayı başaramayan, onları seven bir insan Sait Faik çünkü insan yalnız kalamaz. İnsanın içindeki iyi tarafı bulup bundan istifade etmeye mecbur mahkum görmüştür kurtuluş olarak da.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder